Sayfalar

yakincag etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yakincag etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kapısı Açık Kale: Maginot Hattı

Şu Kamerun Savaşı'nı bir hatırlasanıza; hani Fransızların 1860'da Meksika'yı işgalinde 60 Fransız lejyoneri 3 bin Meksikalının tuzağına düşmüştü. Kamerun'da o gün hala törenlerle kutlanır. Maginot Hattında da buna benzer bir olay meydana gelmişti. Fransız askeri uzmanları Birinci Dünya Savaşı'nın olumsuz etkilerini en aza indirgemek için harika bir yol bulduklarına inanıyordu.

Ancak bu plan, hem Alınanlardan, hem de Fransa'nın işe yaramayan müttefikleri Belçika ve İngiltere'nin üzerlerine düşeni yapmamasından dolayı başarısız olmuştu. Fransızlar bu kusursuz planın işe yaramadığına çok şaşırdılar.

1914'den 1916'ya Fransız ordusunu coşturan felsefenin kökleri Napolyon'a dayanıyordu: Teknolojik üstünlükleri ne olursa olsun, fanatik derecede inançlı bir ordu her türlü düşmanı yener. Bunun Fransa'ya maliyeti 1916'ya kadar makineli tüfeklere karşı göğsünü siper eden toplam bir milyon asker oldu. Neredeyse yansı da Verdun'da kaybedildi. O yılın sonunda da Fransız ordusu zaten isyan etti. Fransız komutanlar orduya ağır saldırılardan kaçınılacağı sözü vererek kontrolü ele almaya çalıştı.

Nutuk'ta I. Dünya Savaşı ve Türkiye

Atatürk’ün Anlatımıyla:

Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes antlaşması imzalanmış. Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı’na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdeddin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.

Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta… İtilaf Devletleri, ateşkes antlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile İtilaf donanmaları ve askerleri İstanbul’da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya’da İtalyan askeri birlikleri; Merzifon ve Samsun’da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette. Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919’da, İtilaf Devletleri’nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir’e çıkartılıyor. Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye, devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar.

Çanakkale Savaşları

(Resim: İngilizlerin Seddülbahir’e yaptığı çıkarma planı)

I. Dünya Savaşı sırasında boğazı geçmek isteyen İtilaf Devletleri’yle Osmanlı Devleti arasında Çanakkale Boğazı ve çevresinde yapılan kara ve deniz savaşları. İtilaf Devletleri’nden Çarlık Rusya, zengin doğal kaynaklara ve insan gücüne sahip olmakla birlikte bunları değerlendirecek sanayiden yoksun olduğundan müttefikleri İngiltere ve Fransa’nın savaş araç-gereçleri ve diğer sanayi ürünleri yardımına ihtiyaç duyuyordu. Aksi halde Alman orduları karşısında bir varlık göstermesi olanaksızdı. İngiltere ve Fransa, bu nedenle Çarlık Rusya’ya yardım yapılmasını kararlaştırdı.

Çarlık Rusya’yı İngiltere ve Fransa’ya bağlayan en kısa yol, Çanakkale İstanbul boğazları ve Kuzey Karadeniz limanları yoluydu. Bu yolun açılması için de, ilk önce Çanakkale Boğazı’nın ele geçirilmesi gerekiyordu. İngiltere ve Fransa bu amaçla “Gelibolu Seferi”ne karar verdi; Çanakkale Boğazı’nı ele geçirmek için karadan ve denizden çok kanlı savaşları göze aldılarsa da başarılı olamadılar.

I. Dünya Savaşı (Bölüm 3: Sonuç, Antlaşmalar)

d) Savaşın Sonucu

(Resim: I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa)

İttifak Devletleri’nin savaşın başında üstünlük sağlamalarına rağmen Almanlar, savaşın ikinci ve üçüncü yıllarında yeniden Marne cephesini zorladılarsa da bir sonuç elde edemediler; İngilizleri barışa zorlamak amacıyla denizlerde şiddetli bir savaşa giriştiler. Denizaltılarıyla her gün binlerce tonluk gemiler batırmalarına rağmen İngilizler, ABD’nin de yardımıyla savaşa devam etti. Bu sırada Rusya’da İhtilal çıkması ve çarlık yönetiminin sona ermesi üzerine Rusya savaştan çekilince (1917), İttifak Devletleri, güçlü bir düşmandan kurtulmuş oldularsa da bu durum onlara önemli bir yarar sağlamadı. Daha sonra ABD’nin İtilaf Devletleri yanında savaşa girmesi her şeyi değiştirdi.

İki milyon kişilik bir orduyla Fransa’ya çıkan ABD, Almanlara karşı saldırıya geçip Almanların Batı Cephesi’ni ortadan kaldırdı ve İttifak Devletleri, bütün cephelerde yenilgiye uğradılar. Bu arada Osmanlıların Irak ve Suriye’de yenilmeleri üzerine İngilizler, Halep ve Musul üzerine yürümeye başladılar.

I. Dünya Savaşı (Bölüm 1: Sebepler, Taraflar)

a) Savaşın Nedenleri

(Resim: “İttifak kuvvetli bir inançtır. Zafere inanıyorum.”)

İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya) ile İttifak Devletleri (Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti) arasında geçen ilk büyük savaş (1914-1918). Daha sonra ABD, İtalya, Japonya ve Balkan ülkelerinin de savaşa katılması, tüm Avrupa’dan Uzak Doğu’ya uzanan ve denizlerde de süren bir cephe açtı. Savaşın gerçek nedeni, endüstri devrimi sonrası geniş üretim gücü kazanan devletlerin, dünya pazarını paylaşma konusundaki istek ve çelişkileridir. 20. Yüzyılın sonlarına doğru özellikle Almanya ve İtalya, kısa sürede bir sanayi ülkesi durumuna geldilerse de hammadde ve Pazar sorunlarının çözümü için, sömürgeler elde etmede geç kaldıklarından ekonomik sıkıntıya girdiler. 1870’te ele geçirdiği Alsace-Loren bölgesi yüzünden Fransa ile anlaşmazlık halinde olan Almanya, Afrika ve Okyanus adalarında sömürgeler elde etmeye çalıştığından buralarda da İngiltere ile karşı karşıya geldi.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Rusya, Balkanlar’a yerleşme konusunda siyasi bir çatışma içindeydi. Almanya, bu konuda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu destekliyordu. Çünkü Balkanlar’a egemen olacak bir Rusya, gelecekte Almanya için sorun yaratabilir; bu durum, Almanya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki amaçlarının gerçekleştirilmesine engel olabilirdi.

V. Mehmet Reşad'ın Cihad İlanı

Dünya koşar adımlarla topyekün bir savaşa yönelmişken, müttefikimiz Almanya, askeri açıdan tamamen tükenmiş Osmanlı ordusunu yenileyip ayağa kaldırmaya girişmişti. Bunu onlardan açıkça isteyen de Osmanlı yöneticileriydi. Almanya, son 200 yıldır hiçbir savaşı kazanamamış Osmanlı'nın müttefikten çok bir yük olacağını hesaplıyordu ancak Osmanlı'nın elinde büyük bir güç vardı. Müslümanlar'ın halifesi.

Alman İmparatoru II. Wilhelm’in doğuya yönelik amaçlarıyla ilişkili olarak ilgilendiği konu Cihad’dı... Müslüman doğu halklarını ve aşiretlerini Almanya’nın düşmanı Hıristiyan ülkelere karşı isyana kaldırabilecek bu İslami gelenek, tabii ki Osmanlı Sultanı’nın kullanabileceği bir silahtı ve öncelikle onun bu silahı kullanmaya inandırılması gerekiyordu. Almanya’nın talebi ve Osmanlı yönetici kadrosunun isteği ile, dönemin Osmanlı Sultanı V. Mehmed Reşad çok çabuk ikna oldu Cihad ilan etmeye... Ve Almanya propaganda yapmaya koyuldu.

Hitler ve Wagner

Hitler’in Wagner takıntısı 12 yaşında başladı. Besteci, Alman diktatörün üzerinde oldukça etkili olmuştu. Adolf Hitler, kitabı Mein Kampf’ın ilk bölümünde şöyle yazmıştı: “12 yaşıma geldiğimde, hayatımdaki ilk operayı gördüm, Lohengrin. Bir anda bağımlısı oldum. Richard Wagner için olan gençlik coşkum sınır tanımıyordu.

Hitler 16 yaşında okuldan ayrıldı ve önündeki 3 yılı boş geçirdi. Harçlığının bir kısmını düzenli olarak operaya gitmek için kullandığını söylerdi. Wagner’a oldukça tutkuluydu. Wagner’ın anti-Semitik ve ateşli milliyetçilik yazıları ona yarı dini bir etki yapmıştı. Ari ırk teorisi kısmen Richard Wagner tarafından çizilmişti. Wagner’a göre halk, her zaman bir ortaklık teşkil eden bireylerin özü olmuştur. Başlangıçta aile ve ırklar varken, sonra dil eşitliği olan ırklar birleşmiş ve ulusları oluşturmuştur.

13 Ocak 1933’te yeni seçilen Nasyonel Sosyalist Parti, Richard Wagner’ın 50. ölüm yıldönümünü onun doğduğu yer olan Leipzig’de görkemli bir anma töreniyle kutladı. Hitler bu etkinliğe Richard Wagner’ın oğlu Siegfried’in İngiliz doğumlu dul eşi Winifred’i ve onun oğlu Wieland’i onur konuğu olarak davet etti. 1933’ten 1939’a kadar her yaz Bavyera Festivali’ne katıldı ve Wagner malikanesi Wahnfried’i yaptırdı, onun ikinci evini.

1812 Savaşı'nın Tek Kazananı Tchaikovsky

Call of Duty oyuncuları için "The only winner in the War of 1812 was Tchaikovsky" sözü yabancı gelmeyecektir. Oyunda bu sözün altında yazan isim olan Solomon Short, bilim kurgu yazarı David Gerrold tarafından yaratılan hayali bir karakterdir.

"1812 Savaşı" Britanya ile Birleşik Devletler arasında yapılan ve 3 yıl süren savaşlardır. Rus besteci Tchaikovsky ise 1812 Uvertürünü kesinlikle bu savaş için bestelememiştir. Bu uvertür Napolyon Savaşları sırasındaki Borodino Muharebesi için bestelenmiştir.

Napolyon 130 bin kişilik bir kuvvet ile Moskova'ya yürümüş ve 7 Eylül 1812 günü Moskova Nehri'nde muharebeler başlamıştır. Napolyon 120 bin kişilik Rus ordusuna karşı büyük bir başarı sağlayamasa da onlara büyük kayıplar verdirmiştir. Rus ordusu Moskova'ya çekilmiştir. Günü kurtarmış gibi görünseler de Napolyon'un daha sonra Moskova'ya girmesini engelleyememişlerdir. Fakat Napolyon, Rus ordusu tam olarak imha edilemediği ve kış koşullarında ordunun ikmali gerçekleştirilemediği için Rusya'dan çekilmiştir. Savaşın kazananı olmasa da Moskova savunulmuş ve Napolyon'un askerlerinin bir çoğu donarak ölmüştür.