Sayfalar

I. Dünya Savaşı (Bölüm 1: Sebepler, Taraflar)

a) Savaşın Nedenleri

(Resim: “İttifak kuvvetli bir inançtır. Zafere inanıyorum.”)

İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya) ile İttifak Devletleri (Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti) arasında geçen ilk büyük savaş (1914-1918). Daha sonra ABD, İtalya, Japonya ve Balkan ülkelerinin de savaşa katılması, tüm Avrupa’dan Uzak Doğu’ya uzanan ve denizlerde de süren bir cephe açtı. Savaşın gerçek nedeni, endüstri devrimi sonrası geniş üretim gücü kazanan devletlerin, dünya pazarını paylaşma konusundaki istek ve çelişkileridir. 20. Yüzyılın sonlarına doğru özellikle Almanya ve İtalya, kısa sürede bir sanayi ülkesi durumuna geldilerse de hammadde ve Pazar sorunlarının çözümü için, sömürgeler elde etmede geç kaldıklarından ekonomik sıkıntıya girdiler. 1870’te ele geçirdiği Alsace-Loren bölgesi yüzünden Fransa ile anlaşmazlık halinde olan Almanya, Afrika ve Okyanus adalarında sömürgeler elde etmeye çalıştığından buralarda da İngiltere ile karşı karşıya geldi.

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Rusya, Balkanlar’a yerleşme konusunda siyasi bir çatışma içindeydi. Almanya, bu konuda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu destekliyordu. Çünkü Balkanlar’a egemen olacak bir Rusya, gelecekte Almanya için sorun yaratabilir; bu durum, Almanya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki amaçlarının gerçekleştirilmesine engel olabilirdi.

Almanya’nın bu tutumu Rusya’yı, İngiltere ve Fransa’ya yaklaştırdı. Ayrıca Almanya’nın Osmanlı Devleti’ne yakınlaşması, İngiltere’yi huzursuz etmekteydi. Çünkü Süveyş Kanalı’nın açılmasından sonra büyük önem kazanan Mısır’ın tehlikeye düşmesi İngiltere’yi korkutuyordu. İngiltere ile Almanya arasındaki ekonomik ve siyasi rekabet, giderek silahlanma yarışına dönüştü ve I. Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep oldu.

b) Taraflar ve Gelişmeler

(Resim: Dörtlü İttifak. Çocuklar ve Bayraklar)

Milli çatışmalar, askeri antlaşmalar ve ekonomik sebeplerle güçlü devletler, yanlarına bazı devletleri de alarak iki gruba ayrıldılar. Almanya, 1883’te Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya ile “Üçlü İttifak”ı kurdu (savaş başladıktan sonra Osmanlı Devleti ile Bulgaristan bu gruba girerken İtalya, İtilaf Devletleri grubuna geçti). Bu birleşme karşısında İngiltere, Fransa ve Rusya, kendi aralarında “Üçlü İtilaf”ı oluşturdular (1893-1907) (sonradan bu gruba Sırbistan, Romanya, Yunanistan, Japonya, İtalya ve ABD katıldı). İttifak ve İtilaf Devletleri daha sonra her alanda birbiriyle yarışmaya ve savaşa hazırlanmaya başladılar. Savaşı başlatmak için ufak bir kıvılcım yeterliydi.

28 Haziran 1389’da Türkler karışında Kosova’da ağır yenilgiye uğrayan Sırpların her yıl “milli matem günü” olarak ilan ettikleri 28 Haziran 1914’te Sırbistan’ı ziyaret eden Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand’ın, Saraybosna’da bir Sırp milisi tarafından öldürülmesi olayına Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun tepkisi gayet sert oldu ve Sırbistan’a ağır bir ders vermek için savaşı göze aldı. Ancak Rusya’nın çıkacak bir savaşta Sırbistan’ın yanında yer alacağını bildiğinden, Almanya’nın bu konudaki görüşünü öğrenmek istedi. Almanya, bu konuda Avusturya-Macaristan’ı kesin olarak destekleyeceğini bildirdi. Almanya, bu kararı verirken Uzak Doğu’da ağır bir yenilgiye uğrayan Rusya’nın, durumunu henüz düzeltemediğini ve bir savaşı göze alamayacağını hesaplamıştı.

c) Savaşın Başlangıcı

(Fotoğraf: I. Dünya Savaşı’nın sembol zırhlısı Yavuz’un geçişi sırasında sahilde toplanan kalabalık)

Almanya’nın desteğini sağlayan Avusturya-Macaristan’ın Sırbistan’a bir ültimatom vermesi ve Sırbistan’ın ültimatomdaki isteklerin birçoğunu reddetmesi üzerine, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, 28 Temmuz 1914’te Sırbistan’a savaş açtı ve birkaç gün içinde her iki taraf devletleri birbirlerine savaş ilan ettiler. İtalya hemen savaşa girmedi. Önce Fransa’yı savaş dışı bırakmak isteyen Almanya, ilk olarak Belçika ve Fransa’ya saldırdı; ancak, Fransa ile yaptığı Marn Savaşı’nı kaybedince geri çekilmek zorunda kaldı ve daha sonra Rusya’ya saldırdı. İlk anda bazı başarılar elde ettiyse de, müttefiki olan Avusturya-Macaristan yenilgiye uğradığından Galiçya’yı kaybetti.

29 Ekim 1914’te Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında savaşa girdi. Bunu takiben İttifak Devletleri, Balkanlar’da büyük başarılar kazanarak, Romanya ve Sırbistan’ı işgal ettiler. Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesi, savaşın gidişini oldukça etkiledi ve yeni cepheler açıldı (Kafkasya-Süveyş Kanalı gibi). Buna karşılık İtilaf Devletleri de yeni cepheler açtılar (Çanakkale-Irak cepheleri gibi). Başlangıçta savaşa girmeyen İtalya, savaşın sonunda kendisine Batı ve Güney Anadolu’nun verileceği vaadi üzerine, İtilaf Devletleri yanında savaşa girdiyse de hiçbir başarı gösteremedi. Bu arada Almanya, İngiltere’ye karşı uyguladığı “Deniz Abluka Harekatı”yla İngiltere’ye gidip gelen her gemiyi batırmaya başladı. İlk defa bu savaşta denizaltılar önem kazandı. Alman denizaltılarının askeri araç taşıyan gemiler yanı sıra yolcu gemilerine de saldırması, başta ABD olmak üzere birçok ülkenin tepkisini çekti ve her geçen gün yeni bir ülke, Almanya’ya karşı, İngiltere’n in yanında savaşa girmeye başladı.

Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı’ndaki yenilginin etkisiyle ordu ve donanmanın ıslahına girişirken, bir yandan da Avrupa’da bazı ittifak girişimlerinde bulundu. İlk olarak geleneksel dostu İngiltere’ye teklifte bulunduysa da bu öneri kabul görmedi. İkinci ittifak teklifi Fransa’ya yapıldı. Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Temmuz 1914’te Fransa’yı ziyareti sırasında, Osmanlı Devleti ile Fransa arasında bir ittifakı gerçekleştirmek istediyse de Fransa, Rusya razı olmadıkça bu ittifakın gerçekleşmeyeceğini belirterek reddetti. İttifak girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması, Osmanlı Devleti’ni Almanya’ya yaklaştırdı. Almanya ile ittifak yapılmasına taraftar olanların başında Sadrazam Said Halim Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa, Dahiliye Nazırı Talat Bey ve Osmanlı Meclis-i Mebusanı Başkanı Halil Bey geliyordu. Üçlü İttifak Devletleri’ne katılma teklifi ilk önce Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan geldi. Bu teklif üzerine Osmanlı Devleti, 22 Temmuz 1914’te Almanya’ya başvurdu ve yapılan görüşmeler sonrası 2 Ağustos 1914’te Türk-Alman ittifakı imzalandı.

İttifaka göre:

1) İki devlet, Avusturya-Macaristan ile Sırbistan arasında çıkan bir anlaşmazlıkta tam bir tarafsızlık gösterecek;

2) Avusturya-Macaristan ile Rusya arasında bir savaş çıkar, Almanya da Avusturya-Macaristan’ın yardımına gitmek zorunda kalırsa, Osmanlı Devleti de savaşa katılacak;

3) Osmanlı Devleti tehdit altında kalırsa, Almanya, Osmanlı Devleti’ni silahla savunacak;

4) İttifak, 1918’e kadar devam edecek ve taraflardan herhangi biri feshetmezse, beş yıl yürürlükte kalacaktı.

Almanya ile bir ittifak antlaşması imzalamakla beraber, savaş başladığında, tarafsız kalmaya karar veren Osmanlı Devleti, bu arada seferberlik ilan edip kapitülasyonları kaldırdı. İtilaf Devletleri de Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmasını destekliyordu. Böylece, İngiltere’nin sömürgecilere ulaştığı Orta Doğu yolu güvenlikte olacak, yeni cepheler açılmayacak ve Rusya’ya yardım için Boğazlardan serbestçe geçebileceklerdi. Osmanlı Devleti, tarafsızlığına karşılık İtilaf Devletlerinden, kapitülasyonların kaldırılması, Ege adalarının geri verilmesi ve Mısır sorununun çözümlenmesi gibi bazı isteklerde bulunduysa da İtilaf Devletleri bu isteklerden hiçbirine olumlu yanıt vermedi. Yönetimi elinde bulunduran İttihat ve Terakki Hükümeti’nin güçlü adamı Enver Paşa, Almanya’nın bu savaşı kesin kazanacağını, Almanya’nın yanında savaşa girilirse, daha önce kaybedilmiş olan yerlerin geri alınabileceğini düşünüyordu.

Savaşın başlamasından bir süre sonra, Akdeniz’de bulunan iki Alman savaş gemisi Goben ve Breslau’nun, İngiliz donanmasından kaçarak Osmanlı Devleti’ne sığınması üzerine Osmanlı Devleti, tarafsızlığını korumak için bu gemileri satın aldığını bildirerek Goben’e Yavuz, Breslau’ya Midilli adlarını verdi. Gemilere Türk bayrağı çekilerek tayfalarına fes giydirildi.

Bu durum, İtilaf Devletleri’nin gözünden kaçmadıysa da, Osmanlı Devleti’ni tarafsızlıktan ayırmak istemedikleri için ses çıkarmadılar. Savaşın başlarında Almanların Fransa’ya yaptığı saldırı Marn Irmağı kenarında durduruldu. Almanya, savaşın kendi üzerindeki yükünü hafifletebilmek için, Osmanlı Devleti’nin bir an önce savaşa girmesinden yanaydı. Almanlar, bu konuda Osmanlı Devleti’ne sığınmış olan iki gemiden yararlandılar. Türk bayrağı çekerek Karadeniz’e çıkan Goben ve Breslau ile Rus limanlarını bombaladılar.

Bu olay sonrası Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne verdiği ültimatomu Osmanlı Devleti, 16 Kasım 1914’te savaş ilan ederek cevaplandırdı. Bir süre sonra Bulgaristan da Almanya’nın yanında savaşa girince, Osmanlı Devleti ile Almanya, karadan birleşmiş oldular. Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesiyle, I. Dünya Savaşı çok geniş bir alana yayıldı. Bu durum, Üçlü İttifak Devletleri için büyük kazanç oldu. Kafkas Cephesi’nin açılmasıyla, Rus kuvvetlerinin bir kısmını üzerine çeken Osmanlı Devleti, Doğu Avrupa’da İttifak Devletleri’nin yükünü azalttı.

Almanya’nın bu konuda en büyük beklentisi ise, Osmanlı padişahından yararlanıp halifenin cihat ilan etmesi ve bunun sonucu İngiliz sömürgelerindeki Müslümanları ayaklandırmaktı. Ancak V. Mehmet Reşat cihat ilan ettiği halde Hint Müslümanları, İngiliz yönetiminde Osmanlı Devleti’ne karşı savaşırken, Araplar da İngilizlere yardım ederek Yemen, Hicaz ve Suriye’de İngilizlerle birlik olup Türk askerine karşı savaştılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder