Sayfalar

I. Dünya Savaşı (Bölüm 2: Cepheler)

Birinci Dünya Savaşı’nda Türk ordusu, İngiliz, Fransız ve Ruslara karşı dokuz cephede savaştı:

1) Kafkas (Doğu) Cephesi: Karadeniz’den İran içlerine kadar uzanan ve Türklerle Rusların çarpıştığı cephe.

2) Irak Cephesi: Basra Körfezi’ne asker çıkararak Irak’ı işgale girişen İngiliz kuvvetleriyle çarpışan Türk kuvvetlerince kurulan cephe.

3) Sina-Filistin Cephesi: (Kanal Cephesi): Türklerin Süveyş Kanalı’na yaptıkları iki taarruzun başarısızlığa uğraması üzerine İngilizlerin, Filistin’i işgal amacıyla karşı taarruza geçmeleri sonucu açılan cephe.

4) Çanakkale Cephesi: İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale Boğazı’nı açmak için 18 Mart 1915’te denizden yaptıkları saldırının başarısız kalması üzerine Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerine asker çıkarmalarıyla kurulan cephe.

5) Galiçya Cephesi

6) Makedonya Cephesi

7) Romanya Cephesi: Osmanlı Devleti, müttefiklere yardım amacıyla Galiçya, Makedonya ve Romanya Cephesindeki savaşlara birer kolorduyla katıldı.

8) Yemen ve Hicaz Cephesi: Arap Yarımadası’na egemen olmak isteyen İngilizlere ve onların kışkırttığı Araplara karşı açılan cephe.

9) Suriye Cephesi: Halep’te kurulan ve Şam’ın düşmesiyle sonuçlanan cephe.

1) Kafkas (Doğu) Cephesi

(Fotoğraf: Kafkas cephesindeki Ermeni askerleri)

Karadeniz’den İran içlerine kadar uzanan bölgede Türklerle Rusların çarpıştığı cephedir. 2 Kasım 1914’te Rus kuvvetlerinin Kars’a taarruzuyla cephede savaşlar başladı. 6-9 Kasım 1914’te Köprüköy Savaşı’nda Ruslar yenilerek biraz geri çekildi. 22 Aralık 1914’te Başkomutan Vekili Enver Paşa’nın çetin kış koşullarına rağmen Sarıkamış civarında Ruslara karşı yaptığı ve Üçüncü Ordu’ya mensup askerlerden çoğunun donduğu bu harekâtta Türk ordusu 60.000 kayıp verdi. 1915 yılı baharında Ermenilerle birleşen Rus birlikleri, Van ve Malazgirt’e girdiyse de 22 Temmuz’da başlayan karşı taarruz sonucu 25/26 Temmuz 1915’te buraları geri alındı. 1916’da Rus kuvvetlerinin başına geçen Grandük Nikolas, Kafkasya’daki kuvvetlerini artırarak taarruza geçti. 16 Şubat 1916’da Erzurum düştü. Rus ordularının Trabzon’a doğru ilerlemesi üzerine Üçüncü Ordu, Kemah-Refahiye-Tirebolu hattına çekildi. Mart 1916’da Bitlis, Muş, Van ve Hakkâri Ruslar tarafından işgal edildi.

Hükümet, İkinci Ordu’yu Doğu Cephesi’ne kaydırdı. 10 Mart 1916’da atama emrini alan Mustafa Kemal, Edirne’den Diyarbakır’a kaydırılan 16. Kolordu’nun komutanı olarak 15 Mart 1916’da Doğu Cephesi’ne atandı. 7/8 Ağustos 1916’da Muş ve Bitlis geri alındıysa da yılsonuna dek Ruslarla savaşa devam edildi. 1917 kışı, hem Türkler hem de Ruslar için güç şartlarda geçti. Soğuk ve hastalıklar sebebiyle iki taraf da ağır kayıplar verdi. 1917’de Rusya’da çıkan iç karışıklıklar sonrası Ekim 1917’de Bolşeviklerin yönetime el koyması üzerine Rus birlikleri işgal ettikleri topraklardan geri çekildi. 18 Aralık 1917’de Ruslarla yapılan Erzincan Mütarekesi’nden sonra Rus kuvvetleri Doğu Anadolu’yu tamamen terk etti. Rus birliklerinin geri çekilmesi üzerine, savaş sırasında oluşturulan Ermeni taburlarının yöredeki Türk halka saldırması üzerine Üçüncü Ordu, Ermeni çeteleriyle savaşmak zorunda kaldı. Ermeni kuvvetleri bozguna uğratılarak Nisan 1918 sonlarında Kars, Ardahan, Batum kurtarılıp Gümrü’ye girildi.

2) Irak Cephesi

(Fotoğraf: İngilizlerin desteğiyle kral seçilip Osmanlılara karşı cephe alan Faysal, 1919 Paris Barış Konferansı’nda ünlü İngiliz casusu Lawrence ile (solunda)

Basra Körfezi’ne asker çıkararak Irak’ı işgale girişen İngiliz güçleriyle savaşan Türk kuvvetlerince açılan cephe. Hint denizyolunun güvenliği ve petrol potansiyeli bakımından önemli olan bu cephe, İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla 15 Ekim 1914’te Bahreyn’i, 23 Kasım 1914’te de Basra’yı işgali üzerine açıldı. Yerli Arap askerlerin desteğine rağmen Osmanlı kuvvetleri işgale karşı koyamayınca İngilizler, İran’ın Ahvaz kentini ele geçirdiler. 20 Aralık 1914’te Basra’yı geri almak amacıyla cephe komutanlığına atanan Yüzbaşı Süleyman Askeri Bey, aşiretlerden ve gönüllülerden yararlanarak topladığı kuvvetle 12 Nisan 1915'te başlattığı Şuaybiye Savaşı’nda başarılı olamayıp Kutülamare’ye çekilmek zorunda kalınca intihar etti. Bölgeyi ele geçiren İngilizler daha sonra Bağdat’ı almak için General Townshend komutasında saldırdılarsa da Türk kuvvetleri, İngilizleri Selmanıpak’ta durdurdu. Kanlı çarpışmalardan sonra İngilizler 26 Kasım 1915’te çekilmek zorunda kaldı. Kutülamare’de 8 Aralık 1915’te kuşatılan İngiliz birlikleri, beş ay süren bir direnişten sonra 28 Nisan 1916’da teslim oldu. General Townshend dahil 13.300 esir alındı. 1916 başlarında General Townshend’in yardımına gelen bir kısım İngiliz birlikleri İran’da Hemedan’a kadar sürüldüler. 1917 yılı başında bekledikleri güce ulaşıp taarruza geçen İngiliz birlikleri, 11 Mart 1917’de Bağdat’ı ve daha sonra Samerra’yı ele geçirip Musul’a doğru ilerlemeye başladı. Bu arada Halep’te, Bağdat’ı geri almak için Altıncu Ordu’yla Halep’te kurulan Yedinci Ordu birleştirilerek General Falkenhayn komutasında Yıldırım Orduları Grubu kuruldu. Bu arada Tikrit’e kadar ilerleyen ve 1918’de aldıkları takviyeler iyice güçlenen İngilizler, petrol yataklarının bulunduğu Musul’a taarruzları sırasında büyük kayıplar verdilerse de ancak, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi sonrası 8 Kasım 1918’de Musul’a girebildiler. Türk askeri bu cephede sıcak, kolera ve açlıktan kırılırken, cephane ve ilaç gibi her çeşit malzemenin yokluğu, çeşitli olanaksızlıklar ve Arapların İngilizlerle anlaşarak Türk ordusunu arkadan vurmaları üzerine savaşın kaderi İngiltere’nin lehine gelişti.

3) Sina-Filistin (Kanal) Cephesi

(Fotoğraf: Sina cephesine gitmek üzere Kudüs’ten hareket eden Türk askerleri)

I. Dünya Savaşı sırasında Türklerin Süveyş Kanalı’na yaptığı iki taarruzun başarısızlığa uğraması üzerine İngilizlerin, Filistin’i işgal amacıyla karşı taarruza geçmeleri sonucu açılan cephe. İngilizlerin Aralık 1914’te Türk dostu olarak tanınan Hıdiv Abbas Hilmi Paşa’yı yönetimden uzaklaştırarak Mısır ve Süveyş Kanalı’na tamamen egemen olmaları üzerine Bahriye Nâzırı ve Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşa’nın 14 Ocak 1915’te 14.000 deveyle iki koldan başlattığı Süveyş Kanalı harekâtında (Birinci Kanal Savaşı) başarı sağlanamayınca 4 Şubat 1915’te Birüsseba-Gazze’ye geri dönüldü. 1916’da Süveyş Kanalı’nı almak için yapılan 2.Kanal Harekâtı’nda, Mekke Şerifi Hüseyin, İngilizlerin kışkırtmasıyla Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandı. Ayaklanmanın bastırılması için Dördüncü Ordu’ya mensup bazı birlikler Hicaz’a gönderilince, geri kalan birlikler, Gazze-Şeria-Birüsseba hattında savunmaya çekildi. 1917 baharında İngilizlerin Gazze’ye saldırmasıyla başlayan 1. ve 2.Gazze Savaşlarında İngilizler, Türklerin kahramanca savunması karşısında çekilip takviyelerini artırmak zorunda kaldılar. İngilizlerin Filistin Cephesi’nde toplanmaları üzerine Cemal Paşa’nın uyarısıyla Yıldırım Orduları’nın Irak Cephesi’nde kullanılmasından vazgeçilerek Filistin ve Suriye’de kullanılması kararlaştırıldı. Aynı yıl Yedinci Ordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Orduları Komutanı Alman General Falkenhayn’la anlaşamayınca harbin yönetimi ve taktik hatalarla ilgili iki rapor yazarak Eylül 1917’de komutanlıktan istifa etti. Savaş hazırlıklarını tamamladıktan sonra 24 Ekim 1917’de 138.000 askerle taarruza kalkan İngilizlerin Birüsseba-Gazze Savaşı’nı kazanmaları üzerine 9 Kasım 1917’de Kudüs düştü. Daha sonra İngiliz kuvvetlerinin Mart 1918 ile 18 Mayıs 1918 tarihleri arasındaki Telazur, 1. ve 2. Salt-Amman taarruzları Türk kuvvetleri tarafından başarıyla durdurulduysa da yığınaklarını artıran ve mevcudu 460.000’e yükselen İngiliz ordusunun 19 Eylül 1918’de Filistin’de başlattığı taarruz hızla gelişti ve Filistin tamamen İngilizlerin eline geçti.

4) Çanakkale Cephesi

(Fotoğraf: Çanakkale cephesinde Mustafa Kemal ve askerleri)

İngiliz ve Fransız donanmalarının Çanakkale Boğazı’nı açmak için 18 Mart 1915’te denizden yaptıkları saldırının başarısız kalması üzerine Arıburnu ve Seddülbahir bölgelerine asker çıkarmalarıyla oluşan, I. Dünya Savaşı’nın sonucunu etkileyen en büyük cephe. I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin en başarılı olduğu bu cephede, savaşın en kanlı çatışmaları yaşandı. Müttefikleri Rusya’yla birleşerek savaştan galip çıkmak isteyen İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı’ndan geçişlerine 18 Mart 1915’te başarıyla karşı koyan Türk ordusunun, düşman donanmasına ağır kayıplar verdirmesi üzerine Gelibolu Yarımadası’na asker çıkaran İtilaf Devletleri kara muharebelerini başlattı.

25 Nisan 1915’te Arıburnu’na çıkan düşman kuvvetleri, Mustafa Kemal’in komuta ettiği birlik tarafından Conkbayırı’nda durduruldu. Bu başarı üzerine, Mustafa Kemal’in rütbesi albaylığa yükseltildi. 6-7 Ağustos 1915’te tekrar taarruza geçen İngiliz birliklerine karşı Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal, 9-10 Ağustos 1915’te Birinci Anafartalar Zaferi’ni kazandı; bunu 17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21 Ağustos’ta İkinci Anafartalar Zaferi takip etti. Çanakkale muharebelerinde çoğu yedek subay olan 253.000 asker şehit oldu. Çanakkale’nin geçilemeyeceğini anlayan İngiliz ve Fransızlar, en az Türkler kadar kayıp vererek 19-20 Aralık 1915’te Anafartalar ve Arıburnu’ndan, 8-9 Ocak 1916’da da Seddülbahir’den kesin olarak çekildiler.

5) Galiçya Cephesi

I. Dünya Savaşı’nda Macaristan’ın kuzeydoğusundaki Galiçya (Lehistan) bölgesinde bir Osmanlı kolordusunun, Alman, Macar ve Avusturya kuvvetleriyle birlikte Ruslara karşı savaştığı cephe. 1914’te Galiçya’nın Ruslar tarafından işgali üzerine 915’te Almanlar tarafından takviye edilen müttefik güçler, Rusları mağlup ederek Galiçya’yı ele geçirdi.

Temmuz 1917’de Ruslar, tekrar taarruza geçip hızla ilerledilerse de kısa süre sonra çekilmek zorunda kaldı. Müttefik Devletlerin Avrupa’daki harekâtını desteklemek amacıyla Alman güney ordusuna bağlı olarak Osmanlı kolordusu ile Rus ordusu arasında Erdel ile Podolya arasındaki Galiçya’da yapılan ve iki yıl süren bu savaşlarda Osmanlı kolordusu 20 bin askerini kaybetti; 11 Eylül 1917’de Rus İhtilali’nin çıkması üzerine Rusya savaştan çekildi.

6) Makedonya Cephesi

Sırbistan’ın İtilaf Devletlerince işgali tehlikesinin belirmesi üzerine 5 Ekim 1915’te Çanakkale’den getirilen bir Fransız tümeni ve daha sonra bir İngiliz tümeniyle bir Fransız tugayının da katılımıyla açılan cephe. Bu savaşta Türk kolordusu, Alman ve Bulgar güçleriyle birlikte İngiliz ve Fransızların karşısında yer aldı. 1916’da İngiliz, Fransız ve Sırp askerlerinin sayısının 250.000’e ulaştığı bu savaşta Türk kolordusu 17 Kasım 1916’da cepheye geldi. Cephedeki küçük taarruzların yanı sıra en önemli olay 11 Aralık 1916’da Manastır’ın Müttefiklerin eline geçmesidir. Küçük çatışmalar şeklinde geçen 1917’de Türk kuvvetleri Kavala-Serez hattında savaştı. Bu arada 27 Haziran 1917’de Yunanistan, İtilaf Devletleri yanında savaşa girdi. 29 Mayıs 1918’de İngiliz, Fransız, Yunan ve Sırp kuvvetlerinin başlattığı taarruz sonrası Bulgar ordusu yenildi; 29 Eylül’de Bulgaristan mütareke imzalayıp savaştan çekilince İtilaf Devletleri üç koldan Balkanlarda ilerlemeye başladı. 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlı Devleti de savaştan çekildi.

7) Romanya Cephesi

Fotoğraf: Romanya cephesinde görevlendirilen Hilmi Paşa (ortada, dürbünlü), Bulgar komutanlarla birlikte Dobruca’daki savaş alanında incelemelerde bulunurken)

I. Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri’nin Romanya’ya açtığı savaş üzerine Türklerin müttefiklerine yardım amacıyla 6. Kolordu’yla katıldığı cephe. 17 Ağustos 1916’da bir anlaşma imzalayıp İtilaf Devletlerinin yanında savaşa giren Romanya’nın 28 Ağustos’ta Avusturya’ya saldırması üzerine İttifak Devletleri de Romanya’ya savaş açtı. 23 tümenlik bir kuvvetle Romanya’ya taarruz eden İttifak Devletleri’nin kuvvetleri için de Türklerin 6. Kolordu’ya mensup 15, 25 ve 26. Tümenleri de bulunuyordu

8) Yemen ve Hicaz Cephesi

(Resim: Harp başladığında Osmanlı İmparatorluğu hala Arap Yarımadasının önemli bir bölümüne (Maan, Kızıldeniz sahili, Hicaz, Asir, Yemen’in büyük bölümü, Tebük vs.) sahip idi ve bu topraklar savaş boyunca her türlü zorluğa ve olanaksızlığa rağmen savunuldu)

Arap Yarımadası’na egemen olmak isteyen İngilizlere ve onların kışkırttığı Araplara karşı açılan cephe. Halk arasında Yemen Cephesi adıyla anılır. I. Dünya Savaşı boyunca Osmanlı Devleti, dört tümenlik bir kuvvetle Arabistan ve Yemen’deki kutsal bilinen İslam şehirlerini korumaya çalıştı. 7. Kolordu’nun birer tümeni Hicaz, Asir, San’a ve Hudeyde’de konuşlandırıldı. Uzaklık sebebiyle bu tümenlere asker, malzeme, silah desteği sağlanamadığından 1916’da İngilizlerin kışkırtmasıyla Araplar, kendilerini koruyan Osmanlı kuvvetlerine karşı ayaklandı. Mekke Şerifi Hüseyin, bağımsızlığını ilan etti. Yemen’de İmam Yahya, Osmanlılara bağlı kalırken Asir’de Seyyid İdris, ayaklanmaya katıldı. Ayaklanma sonrası Şerif Hüseyin, 16 Haziran’da Cidde’yi, 9 Temmuz’da Mekke’yi ve 22 Eylül 1916’da Taif’i ele geçirdi. 1917 Şubatı’nda Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı’na atanmak üzere Şam’a gelen Mustafa Kemal Paşa, Hicaz’ın boşaltılmasını istediyse de manevi nedenlerden dolayı bu istek yerine getirilmediği gibi komutanlık ataması da yapılmadı. Çeşitli zorluklara rağmen Medine’yi, Yemen’i, Asir’in kuzeyini I. Dünya Savaşı sonuna kadar savunan 7. Kolordu, Mondros Mütarekesi’nden bir müddet sonra teslim oldu (23 Ocak 1919). Bu cephedeki Türk askeri, sadece kendi topraklarını savunmakla kalmayıp müttefiklerine yardım amacıyla Galiçya ve Romanya Cephelerinde de savaşmak zorunda kaldı.

9) Suriye-Filistin Cephesi

Halep’te kurulan ve Şam kentinin düşmesiyle sonuçlanan cephe. 1917 başlarında Bağdat’ı geri almak amacıyla oluşturulan bu cephede, ordunun ihtiyaçları için Almanlardan yardım sağlanarak Altıncı ve Mustafa Kemal’in komuta ettiği Yedinci Ordu’dan oluşan Yıldırım orduları grubu kuruldu ve komutanlığına Alman General Falkenhayn’ın yerine General Liman von Sanders atanarak Dördüncü ve Sekizinci Ordular da gruba dahil edildi. 460.000 kişilik İngiliz kuvvetlerinin 19 Eylül 1918’de başlattıkları taarruz Filistin’de durdurulamayınca İngilizler Suriye’ye ilerlediler. 1 Ekim 1918’de Şam düştü. Bunun üzerine Yıldırım Orduları Komutanı, Halep’te savunma düzeni kurma görevini devredip Adana’ya gidince Mustafa Kemal Paşa, bir yandan İngilizlerle, diğer yandan da silahlı Arap çeteleriyle mücadele etmek zorunda kaldı. 25-26 Ekim 1918’de Halep’in kuzeyinde bir savunma hattı kurarak İngilizleri durdurmayı başaran Mustafa Kemal, 31 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na atandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder